Muktesim Muktesimler ve müteşabih ayetler

Muktesim, bölen, parçalayan, taksim eden demektir. Muktesimler, müşrik batıl sömürü inanç hükümlerini halka empoze edebilmek için; Allah’ın indirdiği ayetlerin bir kısmını kitaba yerleştirmekle Allah’ın indirdiği hak dinin hükümlerine benzetip, akabinde kendi ilave yazdıkları batıl hükümlerle insanları sömüren kimselerdir. Kuran’da “muktesim” kelimesi, Hicr suresi 90. ayetinde çoğul haliyle muktesimler olarak kullanılmıştır.

15/HİCR-90: Ke mâ enzelnâ alel muktesimîn.
Muktesimlere indirdiğimiz gibi. Hicr suresi 90

Hicr suresinde cehenneme mahkum edilecekleri vurgulanan muktesimler; Allah’ın indirdiği hak kitabı kısımlara ayırıp, İslam dininin temel direği zikredilen sadakaların yoksunlara verilmesi gibi muhkem ayetlerin yazılı olduğu kısımları yok edip yerine elit hakim zümre ve aracıları ihya eden uydurma batıl hükümler ekleyerek halkı İslam adı altında Allah’ın otoritesi üzerinden sömüren müşriklerdir.
Tevrat fitnesi başlıklı analizde, müşriklerin insana benzer sahte ilahlarından ve sahte bir ilah üzerinden Tevrat ismi altında belli bir kesimin menfaatlarına uydurularak yazılmış şirk hükümleriyle yüzyıllar boyu halkı kandırıp sömürdüklerini karşılaştırmalı ayetlerle ve tüm kitaplarıyla açıklamıştık. Bu analizde; Muktesimlerin hak din İslam’ı batıl şirk sömürü hükümlerine hangi yöntemle tevil ettiklerini, yine karşılaştırmalı ayetler üzerinden delillendirerek açıklayacağız.

Kuran’da Aziz Allah Hz Musa’nın hayatını ve başından geçenleri muhtelif ayetleriyle açıklarken, özellikle Hz Musayı yaşadığı topluma niçin elçi ve önder kıldığını önemle vurgular.

Sana; Musa (A.S) ve firavunun haberlerini, hak ile (mutlak gerçek/hakikat ile ) mü’min bir kavim için sana okuyacağız. Kasas suresi 3
Firavun, gerçekten yeryüzünde (Mısır’da hükümdardı) ve halkını gruplara ayırdı. Korkutup sindirmek için onların bir kısmını (yahudileri) güçsüz bırakıyor, onların oğullarını boğazlatıyor, sadece kızlarını (kadınlarını) canlı bırakıyordu.. Muhakkak ki o, fesat çıkaranlardandı. Kasas suresi 4
Ve oysa Biz, yeryüzünde güçsüz olanları ni’metlendirmek ve onları imamlar kılmak ve varisler yapmak istiyorduk. Kasas suresi 5
Ve onları, yeryüzünde yerleştirip, kuvvetli kılmak ve baskıları yüzünden korkup çekindikleri firavun ve yardımcısı Haman ve ordularından, aslında çekinmemeleri gerektiğini ibret için halka göstermek istedik. Kasas suresi 6

Kasas suresi ayetlerinde vurgulandığı üzere Hz Musa’ya verilen yardım ve mucizeler, zulümle ezilip sindirilmekle sömürülen halkı, zalim firavunun elinden kurtarıp, ezenlerin değil bilakis ezilen halkın yönetici olduğu ve Vahid Allah’ın tevhid dini İslam’ı yaşayıp yaşatabilecekleri ortamı hazırlamak gayesindedir.
Bu amaçta önce Firavun Hz Musa aracılığıyla İslama davet edilir. Bu davet ardınca firavun ve halkın İslama icabet etmesi için, halkın önünde göstermesi koşuluyla Hz Musa’ya 9 mucize verilir.

Andolsun Biz, Musa (A.S)’a apaçık 9 âyet (mucize) verdik. Bunları benî İsraile (İsrailoğullarına) sor. Onlara (Musa A.S) gelmişti. O zaman firavun gösterilen onca mucizelere rağmen bile şöyle demişti: “Ey Musa! Ben, mutlaka kesin şekilde bunları senin sihirle yaptığına inanıyorum. İsra suresi 101

Hz. Musa’ya verilen mucizeler halkın ve firavunun da şahit tutulduğu Tevrat’ta da yazılı olan dokuz mucizedir. Bunlar Kuran’da : “Tufan, çekirge, haşere, kurbağa ve kan mucizesi (A’râf, 7/133) asanın yılana dönüşmesi, elinin beyazlaması mucizesi, (Neml, 27/12; Şuarâ, 26/32-38) asanın sihirbazların yaptıklarını yutması mucizesi (Şuarâ, 26/32-46) ve denizin yarılması mucizeleridir. (Şuarâ, 26/60-66)

Yukarıda örnek verdiğimiz ilgili Sure ve ayetlerinde açıklandığı üzere; Mucizelerin Allah tarafından Musa’ya verilişi ve halka ibret için izlettirilmesi, Hz Musa’nın Allah’ın Resul’ü olduğuna halkı kesin bir delil ile inandırmak içindir.

Kuran’da bahsedilen 9 mucize, Muktesim’lerin bölerek değiştirdiği Tevrat / Mısırdan çıkış kitabında detaylı açıklanmaktadır. Muktesimler planlı bir şekilde mısırdan çıkış kitabını bölümlere ayırmış ve ilk bölümlerde kıssayı Kuran’a benzer bir paralelde aktarırken aralara ve devamına monte ettikleri bazı bölümlerin içeriğine müşrik inanç hükümlerini şeytani bir plan ve maharetle monte etmişlerdir.

Örneğin; Mısırdan çıkış kitabının ilk üç bölümünde Hz Musa’nın doğumu ve yetişkinlik çağları aktarılırken 3. bölümden itibaren mucizeler aktarılmaya başlar.
Mısırdan çıkış kitabının tamamına buradan bakınız; Mısırdan çıkış

Çık.3:20 Elimi uzatacak ve aralarında şaşılası işler yaparak Mısır’ı cezalandıracağım. O zaman Firavun sizi salıverecek.
Çık.3:21 “Halkımın Mısırlılar’ın gözünde lütuf bulmasını sağlayacağım. Gittiğinizde eli boş gitmeyeceksiniz.
Çık.3:22 Her kadın Mısırlı komşusundan ya da konuğundan altın ve gümüş takılar, giysiler isteyecek. Oğullarınızı, kızlarınızı bunlarla süsleyeceksiniz.Gerekirse mısırlıları soyacaksınız”

9 mucizeyi veren Tanrı keşke altın gümüş takıları ve giysileri de bir mucizeyle verip insanları hırsızlığa ve soyguna teşvik etmeseymiş! İnsan bu gibi tutarsızlıkları düşünmeden edemiyor değil mi?
Ve “sözde Tanrı”; Kendi kitabında yazdırdığı ve Hz Musaya verilmiş 10 emirden birisi olan çalmayacaksın ayetini de hatırlasaymış.

Yas.5: 19 “‘Çalmayacaksın”

Kuran’da bu ve buna benzer tutarsızlıklar bulunmadığı  için, tahrif edilmiş kitapların aktarıldığı ilgili ayetlerinde, tutarsızlıkları yok eden, tutarlı kitap manasıyla, Kur’an-ul Azîm zikredilir.

BÖLÜM 4 Rab Musa’ya mucizeler gösteriyor
Çık.4: 1 Musa, “Ya bana inanmazlarsa?” dedi, “Sözümü dinlemez, ‘RAB sana görünmedi’ derlerse, ne olacak?”
Çık.4: 2 RAB, “Elinde ne var?” diye sordu. Musa, “Değnek” diye yanıtladı.
Çık.4: 3 RAB, “Onu yere at” dedi. Musa değneğini yere atınca, değnek yılan oldu. Musa yılandan kaçtı.

Hz Musa’ya verilen 9 mucize 25. bölüme kadar yüzlerce ayet ile detaylandırılır. Muktesimlerin asıl niyeti, aralara sıkıştırdıkları ekleme bölümlerin içeriğine, elit hakim zümrenin çıkarlarını koruyan müşrik sömürü hükümlerini yerleştirmektir. Kuran’da Aziz Allah, insanları firavunun zulmünden kurtarmak adına ve İslam’i düzeni tesis etmeleri için tüm bu mucizeleri hiç bir karşılık beklemeden gösterdiğini ve zulüm gören İsrailoğullarını bilabedel kurtardığını defaatle açıklarken, bakınız muktesimlerin tanrısı ek montaj bölümlerde diyet olarak neler açıklamaktadır;

BÖLÜM 25
Çık.25: 1 RAB Musa’ya şöyle dedi:
Çık.25: 2 “İsrailliler’e söyle, bana armağan getirsinler. Gönülden veren herkesin armağanını alın.
Çık.25: 3 Onlardan alacağınız armağanlar şunlardır: Altın, gümüş, tunç
Çık.25: 4 lacivert, mor, kırmızı iplik; ince keten, keçi kılı,
Çık.25: 5 deri ve kırmızı boyalı koç derisi, akasya ağacı,D Not 25:5 “Deri”: Yunus balığı derisi olabilir.
Çık.25: 6 kandil için zeytinyağı, mesh yağıyla güzel kokulu buhur için baharat,
Çık.25: 7 başkâhinin efoduyla göğüslüğü için oniks ve öbür kakmataşlar.
Çık.25: 8 “Aralarında yaşamam için bana kutsal bir yer yapsınlar”
Çık.25: 9 Konutu ve eşyalarını sana vereceğim örneğe göre tıpatıp uygun yapın.

Müşriklerin insansı tanrısı halkını, firavundan kurtarması karşılığında bir konut yapılmasını emreder ve artık dünyayı siyon’da inşa edilen konutundan insanların arasında ikamet ederek yönetecektir.

Tevrat’ta tanrı, Hz Musa’yı ve halkını kurtarmış ve artık halktan bunun diyetini istemektedir. Bu öyle ağır bir diyettir ki; Tanrı’yı hoşnut etmek için altın kaplama masalar, billurdan bardaklar ve daha neler neler liste edilecektir.

9 inanılmaz olağanüstü mucizeyi gösteren tanrı ol demesiyle kendi binasını niçin inşa edemez de halktan ister, insan sormadan edemiyor değil mi ?

Ve inşa edilecek konutun tüm bölümleri detaylı bir liste olarak verilir. Örneğin masası bile şöyle tarif edilmektedir ;

Üzerinde Ekmek Sunulan Masa (Çık.37:10-16)
Çık.25: 23 “Akasya ağacından bir masa yap. Boyu iki*fç*, eni bir*fd*,yüksekliği bir buçuk arşın*fe* olacak.D Not 25:23 “İki arşın”: Yaklaşık 90 cm. 25:23 “Bir arşın”: Yaklaşık 45 cm. 25:23 “Bir buçuk arşın”: Yaklaşık 70 cm.
Çık.25: 24 Masayı saf altınla kapla. Çevresine altın pervaz yap.
Çık.25: 25 Pervazın çevresine dört parmak eninde bir kenarlık yaparak altın pervazla çevir.
Çık.25: 26 Masa için dört altın halka yap, dört ayak üzerindeki dört köşeye yerleştir.
Çık.25: 27 Masanın taşınması için sırıkların içinden geçeceği halkalar kenarlığa yakın olmalı.
Çık.25: 28 Sırıkları akasya ağacından yap, altınla kapla. Masa onlarla taşınacak.
Çık.25: 29 Masa için saf altından tabaklar, sahanlar, dökmelik sunu testileri, tasları yap.
Çık.25: 30 Ekmekleri sürekli olarak huzuruma, masanın üzerine koyacaksın.”

Liste 35. bölüme kadar tüm detaylarıyla devam eder ve halktan toplanan vergilerle konutun inşa edilip tamamlanmış olduğu nihayet 35. bölümde açıklanır.

İşin Tamamlanması(Çık.35:10-19)
Çık.39: 32 Böylece konutun, bütün işleri tamamlandı. İsrailliler her şeyi tıpkı RAB’bin Musa’ya buyurduğu gibi yaptılar.
Çık.39: 33-41 Konutu, çadırla bütün takımlarını, kopçalarını, çerçevelerini, kirişlerini, direklerini, tabanlarını; kırmızı boyalı koç derisinden örtüyü, deri*ff* örtüyü, bölme perdesini; Levha Sandığı’yla sırıklarını, Bağışlanma Kapağı’nı; masayla takımlarını, Tanrı’nın huzuruna konan ekmekleri*; saf altın kandilliği, üstüne dizilecek kandillerle takımlarını, kandil için zeytinyağını; altın sunağı, mesh yağını, güzel kokulu buhuru, çadırın giriş bölümünün perdesini; tunç* sunakla ızgarasını, sırıklarını, bütün takımlarını, kazanı, kazan ayaklığını; avlunun perdelerini, direklerini, direk tabanlarını, avlu girişinin perdesini, iplerini, kazıklarını, konutta, yani Buluşma Çadırı’ndaki hizmet için gerekli bütün aletleri; kutsal yerdeki hizmet için dokunmuş giysileri, Kâhin Harun’un kutsal giysilerini, oğullarının kâhin giysilerini Musa’ya gösterdiler.D Not 39:33-41 “Deri”: Yunus balığı derisinden.
Çık.39: 42 Her şeyi tıpkı RAB’bin Musa’ya buyurduğu gibi yaptılar.
Çık.39: 43 Musa baktı, bütün işlerin RAB’bin buyurduğu gibi yapılmış olduğunu görünce onları kutsadı.

Tevrat Mısırdan çıkış kitabı ara bölümlerinde ise müşriklerin tanrısı Yehova’nın kurtarma diyeti olarak belirlediği ağır vergiler vurgulanarak önemiyle açıklanmaktadır. Örneğin;

Çık.12: 51 O gün RAB İsrailliler’i ordular halinde Mısır’dan çıkardı.
İlk Doğanların Adanması
BÖLÜM 13
Çık.13: 1-2 RAB Musa’ya, “Bütün ilk doğanları bana adayın” dedi,”İsrailliler arasında insan olsun, hayvan olsun her rahmin ilk ürünü bana aittir.”
Çık.13: 3 Musa halka, “Mısır’dan, köle olduğunuz ülkeden çıktığınız bugünü anımsayın” dedi, “Çünkü RAB güçlü eliyle sizi oradan çıkardı. Mayalı hiçbir şey yenmeyecek.
Çık.13: 4 Bugün Aviv ayında buradan ayrılıyorsunuz.
Çık.13: 5 RAB sizi Kenan, Hitit, Amor, Hiv ve Yevus topraklarına,atalarınıza vereceğine ant içtiği süt ve bal akan ülkeye götürdüğü zaman bu ay şu törelere uyacaksınız:
Çık.13: 6 Yedi gün mayasız ekmek yiyecek, yedinci gün RAB’be bayram yapacaksınız.
Çık.13: 7 O yedi gün içinde yalnız mayasız ekmek yiyeceksiniz. Aranızda ve ülkenizin hiçbir yerinde mayalı bir şey görülmeyecek.
Çık.13: 8 O gün oğullarınıza, ‘Mısır’dan çıktığımızda RAB’bin bizimiçin yaptıklarından dolayı bunları yapıyoruz’ diye anlatacaksınız.
Çık.13: 9 Bu elinizde bir belirti ve alnınızda bir anma işareti olacak; öyle ki, RAB’bin yasası hep ağzınızda olsun. Çünkü RAB güçlü eliyle sizi Mısır’dan çıkardı.
Çık.13: 10 Siz de her yıl belirlenen tarihte bu kuralı uygulamalısınız.
Çık.13: 11 “RAB size ve atalarınıza ant içerek söz verdiği gibi sizi Kenan topraklarına getirecektir. Orayı size verdiği zaman,
Çık.13: 12 ilk doğan erkek çocuklarınızın ve hayvanlarınızın hepsiniRAB’be adayacaksınız. Çünkü bunlar RAB’be aittir.
Çık.13: 13 İlk doğan her sıpanın bedelini bir kuzuyla ödeyin. Bedelini ödemezseniz, boynunu kırın. Bütün ilk doğan erkek çocuklarınızın bedelini ödemelisiniz.
Çık.13: 14 “İlerde oğullarınız size, ‘Bunun anlamı ne?’ diye sorduklarında, ‘RAB bizi güçlü eliyle Mısır’dan, köle olduğumuz ülkeden çıkardı’ diye yanıtlarsınız,
Çık.13: 15 ‘Firavun bizi salıvermemekte diretince, RAB Mısır’da insanların ve hayvanların bütün ilk doğanlarını öldürdü. İşte bunun için hayvanların ilk doğan erkek yavrularını RAB’be kurban ediyoruz. İlk doğan erkek çocuklarımızın bedelini ise bir hayvanla ödüyoruz.’
Çık.13: 16 Bu uygulama elinizde bir belirti ve alnınızda bir anma işareti olacak; RAB’bin bizi Mısır’dan güçlü eliyle çıkardığını anımsatacak.”

Anlaşılacağı üzere İsrail halkı o dönem muktesimler eliyle yapılan ek ve montajlar yüzünden sahte bir ilah üzerinden elit hakim zümre tarafından sömürülmeye başlanmış ve inananlar İslam dininden tamamen uzaklaşmıştır.

Ayetlerimizi değiştiren o müşrik Kafirlerin durumu; Firavun ailesinin ve onlardan öncekilerin durumu gibidir. Âyetlerimizi yalanladılar, bunun üzerine Allah, onları günahları sebebiyle yakaladı. Ve Allah ikâbı (azabı) şiddetli olandır. Ali İmran suresi 11

Zalim Firavunun zulmünde köle bir halk iken kurtarılmış olan İsrailoğulları, kitabı bölmek suretiyle ayetleri seçkin elit zümrenin çıkarları doğrultusunda değiştiren muktesim kafirler yüzünden, artık müşrik elit zümrenin kölesi ve bir sömürü aracı haline dönüşmüştür.

Kuran’ın indiği dönemde; Muktesimlerin tahrif ettiği Tevrat’a inanan yahudiler ve Tevrat’ın ilk beş kitabını eski ahit zikriyle imanlarının temeli kabul eden Hıristiyanlar, halkın köle gibi sömürülmesine karşı duruş gösteren Hak din İslama karşı büyük mücadeleler vermişlerdir.
İslamda toplanan vergilerin fakirler yetimler yoksullar için harcanmasının Kuran ayetleriyle sabit kılınması üzerine, koydukları ağır vergilerle yüzyıllardır halkı sömürerek yaşayan müşrik elit zümrenin ve onların çıkar payandası ruhbanlık müessesesinin adeta çıldırmasına vesile olmuştur.

Halkı sömürmek adına tarihsel süreçlerde kitabı bölmekle fitne çıkaran Muktesimlerin zihinlerde yarattığı ikilikle, kendilerini ehli kitap olarak anan ve halkı sömürmekle yaşayan Hristiyan ve yahudi müşrikler her dönem olduğu gibi; Kuran indiği dönemde de müteşabih yani benzeş ayetler üzerinden sömürü düzenlerini devam ettirmek istemiştir.

Fakat onlar, (muktesimler) dînin emirlerini kendi aralarında kısımlara ayırarak böldüler. Grupların hepsi, aslında kendilerindeki atalarından kalma batıl dinleri ile ferahlanırlar. Muminun suresi 53

MÜTEŞABİH AYETLER

Müteşabih ayetler benzeş ayetler, benzerlik gösteren ayetler demektir. Bu yazımızda örneklediğimiz Hz Musa’ya verilen 9 mucizenin anlatıldığı Tevrat ayetleri ile benzerlik gösteren 9 mucizenin anlatıldığı Kuran ayetleri, müteşabih ayetlerdir. Vergilerin toplanıp fakirlere yetimlere verilmesi hususu ise Kuran’da muhkem zikredilen olmazsa olmaz hükm-ü emir ayetleridir.

Kuran indiği dönemde çıkarları ellerinden alınan müşrik kafirlerin müteşabih ayetler üzerinden çıkarmış oldukları fitneleri ve bu gayede verdikleri mücadeleyi bir sonraki Muhkem müteşabih ayetler konu başlığımızda yine karşılaştırmalı ayetlerle delillendirerek açıklayacağız. Ancak;
Kitabı bölüp şirk sömürü hükümlerini kitaba monte eden kafirlerin dönem uzantıları olan müşriklerin, attıkları iftiralar üzerine indirilmiş olan Hicr suresi’den ve Hicr suresinde de vurgulanan müşriklerin İslam dini ile olan temel inanç farklılıklarından kısaca söz edelim.

Tevrat’ta ahiret inancı ve Kuran’ın tarif ettiği cennet ve cehennem modeli yoktur. Hz Muhammed’in (sav) İslam’ın cennet cehennem ve ahiret modelinden detaylarıyla bahsetmesi üzerine, müşrikler büyük tepkiler verip aracılık sistemini ve aracıları ortadan kaldıran iki alem inancını reddetmişlerdir ve Hicr suresinin hemen başında vurgulandığı üzere Hz Muhammed’e (sav) deli,mecnun diyerek iftiralar atmışlardır.

Ey kendisine zikir indirilen! Gerçekten sen, mutlaka mecnunsun (delisin).” dediler. Hicr suresi 6

Müşrik inançlarda bir tek alem ve o alemde düz bir dünya modeli vardır. Ve insanlar öldükten sonra tepsi gibi olan dünyada toprağın altında bulunan ölüler diyarına gönderilirler ve suçlu olanlar ( yani yeterince vergi ödemeyenler) toprağın altında bulunduğuna inanılan kükürt havuzlarında yakılırlar. Ve bu kükürt havuzlarının başında yakılıp yakılmama kararını veren müşriklerden yetkili bir din adamı bulunur. Müşriklerin toprak altında bulunan ateşten kükürt havuzları ile İslam’ın cehennem modeli benzer görünseler de, Kuran cehennemin kapılarını içini ve bölümlerini detaylandırmasıyla ve en önemlisi insanı cehenneme atacak yargı makamının müşrik aracılar yerine sadece Allah olduğunu vurgulamasıyla bu önemli farklar, artık sömürülmekten bıkmış olan halkı İslam’a yöneltmiştir.

Kuran’a göre insan ahirette yaratılmış olup dünyaya sınanmak üzere gönderilmiştir ve öldükten sonra tekrar başka bir alemde/boyutta yani ahirette yeniden ancak sonsuz bir yaşama diriltilecek ve orada yargılanacaktır. Bu yüzden Hicr suresinde de ilk yaratılıştan bahsedilmekte ve 44. ayetinde farkı vurgulamak için cehennemin 7 kapısından bahsedilmektedir ve tüm insanların günahlarına göre kümelenip bu kapılardan gireceği açıklanmaktadır. Yine Meryem suresi 71. ayetinde de vurgulandığı üzere tüm insanlar önce 7 kapısı olan cehenneme gidecek ve Allah’ın yargısı affı ve izni ile sadece Muhsin itaatkar kulların cehennemden cennete geçişine izin verilecektir. Bu nedenle Kuran’da yargılama günü, izin günü olarak da zikredilir.
Hicr suresi 87. ayetinde ahirete iman etmeyen müşriklere özellikle  7 kapılı cehennemin, Kuran’da tekrarla ve defaatla açıklandığı vurgulanmaktadır. O dönem müşrik ruhbanlar, insanları kandırıp sömürme gayelerinde özellikle “vergi ölçülerinde” “cinler ve şeytanlar bizim hizmetimizde göğe yükselip bize Allah’tan vahiy getiriyor” iddialarında bulunarak Hz Muhammed’in Peygamberliğini reddediyor ve ona deli mecnun iftiraları atıyorlardı.

Müşrik inançlarında insansı tanrılar, tepsi modeli dünyanın tepesinde veya bir dağ üzerinde bulunan kendi ikametgahındadır. Bu yüzden tarihte muhtelif müşrik inançlarında tanrıya ulaşmak için kuleler inşa edilmiştir. Bunlardan birisi de Babil kulesidir.
Hicr suresi 16-18. ayetleri arasında müşriklerin iddia ettiği üzere şeytanların ve cinlerin göğe yükselip Allah ile kullar arasında aracılık görevini yerine getiremeyecekleri vurgulanmakla birlikte ilk yaratılışta tüm meleklerin İnsanın önünde secde ederek eğilmesiyle Ateşten bir halk olan şeytan ve cinlerin  insan önünde asla eğilmediğini ve bu yüzden de yeryüzünde de insana aracılık yapan bir hizmetli olmayacakları ilk yaratılış kıssasıyla aktarılır. Devam eden ayetlerinde Allah’ın Resullerini ve hak dinini inkar eden müşrik kavimlere, cinler veya şeytanlar yerine Allah’ın gönderdiği görevli meleklerin aslında hangi vesileyle geldiğini ve geldiklerinde neler yaptıklarını sureye ismini veren Hicr kavmi ve Lut kavimleri ve Hz İbrahim’den örneklerle açıklanır.
Son ayetlerinde ise, indirilen ayetleri, aracılık sistemini çıkarlayan tepsi dünya modeline göre montajla değiştirip Tevrat sayfalarına yansıtan ve Muktesimler olarak anılan müşrik din adamlarının ve onlara uyup hak dini terkedenlerin cehennemde cezalandırılacağı açıklanır. (Bkz;buradan Hicr suresi tamamını ilgili diğer sure ve ayetleriyle birlikte te-Zikr/tezekkür meal olarak okuyabilirsiniz.)

Muhakkak ki; senin Rabbin, O; yaratan ve bilendir. Ve andolsun ki; sana 7 kapılı cehennemi katmerli (detaylarıyla) açıklayarak tutarsızlıkları yok eden Kur’an-ul Azîm’i verdik. Onlardan bir kısmına geçmişte verdiğimiz kitaplara dikkatini verme. O müşrik kafirler için mahzun da olma. Sen sadece Mü’minlere kanatlarını indir.
“Ve muhakkak ki; o Muktesimlere indirildiği gibi kendisine kitap indirilenim fakat O kitabı değiştirmeden apaçık okuyan bir nezirim.” de.
O Muktesimler , Kur’ân-ı Kerim’i parça parça kıldılar.
Artık Rabbine andolsun ki; o melunların yapmış oldukları şeylerden onların hepsine mutlaka hesabını soracağız.
Sen artık emrolunduğun şeyi açıkça bildir. Ve müşriklerden yüz çevir.
Muhakkak ki; Biz, mecnun deli diyerek seninle alay edenlere karşı sana kâfiyiz.
Allah ile beraber başka ilâh kılan o müşrik kafirler artık yakında azabı bilecekler. Hicr suresi 86-96

2 Comments

Onlar hala Kuran’ı iyice düşünmüyorlar mı? Eğer O,Allah’tan başkasının katından olsaydı,kuşkusuz içinde birçok aykırılıklar, çelişkiler, ihtilaflar bulacaklardı.Nisa suresi 82

Please log in using one of these methods to post your comment:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s